Eksik gün 25 nedir ?

Leila

Global Mod
Global Mod
Eksik Gün 25: Bir Hayatın İçinden

Bir sabah, gökyüzünde bulutlar tüm hızıyla ilerlerken, Elif, masanın üzerinde bıraktığı kâğıtlara göz attı. O an, hayatta bir şeyin eksik olduğunu hissetti. O eksik, kelimelerle anlatılamayacak kadar büyüktü, ama bir şey vardı, tam ne olduğunu bilemiyordu. Yıllar boyunca her şeyin yolunda gitmesi gerektiği, her sorunun bir çözümü olduğu öğretilmişti ona. Fakat, bu eksiklik, hayatın hızla koşan temposunda bir adım geri çekilmeyi zorunlu kılıyordu. İşte o gün, Elif'in zihninde bir soru belirdi: "Eksik gün 25 ne demek?"

Erkekler ve Çözüm Arayışı: Bir Strateji Olarak Hayat

Elif'in aklında, ondan yıllar önce birlikte çalıştığı Mert geliyordu. Mert, hayatta karşılaştığı her sorunu, hızlıca analiz edip çözmeye çalışan biriydi. Onun gözünde her problem, tıpkı bir satranç oyunu gibiydi; doğru hamleyi yapmak için doğru zamanı beklemeliydi. Elif, Mert’in kişiliğini her zaman çözüm odaklı olarak değerlendirmişti. Bu, bir noktada ona güven veriyor, ancak bazen de eksiklik duygusunu ortaya çıkarıyordu.

Bir gün, Mert ile öğle yemeği sırasında bu eksiklik hissini dile getirdi. "Bazen her şey yolunda görünse de bir şeyin eksik olduğunu hissediyorum," dedi Elif. Mert, genellikle fazla derin düşüncelere dalmayan biriydi ama Elif'in söyledikleri onu etkiledi. Hızlıca düşündü ve çözüm önerisini sundu: "Belki de eksik olan şey, yapmak istediğin şeyi bulman, bir hedef belirlemen."

Mert'in yaklaşımı her zaman stratejikti. Hayatta başarılı olmak için önceden plan yapmanın, doğru adımlar atmanın gerektiğini düşünüyordu. O an Elif, Mert’in önerisinin mantıklı olduğunu fark etti ama bir şey eksikti. Bir başka açıdan bakılması gerekiyordu.

Kadınlar ve Empati: İnsan İlişkilerinin Derinliği

Elif'in aklında bir diğer düşünce ise, yakın arkadaşı Zeynep'ti. Zeynep, hayatını tamamen başkalarına adayan bir kadındı. İnsanların iç dünyalarına duyduğu derin empati, ona hem çok şey kazandırmış hem de çok şey kaybettirmişti. Elif, Zeynep'in bir problemi ele alış biçimini her zaman hayranlıkla izlemişti. Zeynep'in en güçlü yönü, başkalarının hislerine duyduğu saygı ve ilgiydi. Bir problemle karşılaştığında, ilk olarak çözüm aramak yerine, karşındaki kişinin duygularını anlamaya odaklanıyordu.

Bir gün, Elif, Zeynep'e Mert’in çözüm önerisini anlattığında Zeynep farklı bir bakış açısı sundu: “Bazen bir şeylerin eksik olduğunu hissettiğimizde, sadece çözüm aramak yerine o eksikliği kabul etmek gerekebilir. İnsan, eksiklikleriyle de güzeldir. O eksiklikle başa çıkmanın yollarını aramak, onu kabul etmek başka bir derinlik katabilir hayata.” Zeynep’in sözleri Elif’in kafasında yankılandı. Hayat sadece çözüm arayarak ilerlemekten ibaret değildi. Empati, başkalarının ve kendi duygularının derinliğini anlamak da önemliydi.

Tarihsel ve Toplumsal Yansımalar: Eksiklik ve Tamamlanma

Elif, Zeynep’in sözlerini düşündükçe, insanın yaşamındaki eksikliklerin tarihsel ve toplumsal yansımalarını da aklına getirdi. Toplumlar, her zaman mükemmelliği, başarıyı ve tam olmayı vurgulamıştı. İnsanın bu eksiklikleri nasıl tamamlayacağına dair toplumsal beklentiler, özellikle kadının yerini belirlerken oldukça belirgin hale geliyordu. Kadınlardan çoğu zaman "tam" olma, her rolü kusursuzca yerine getirme beklenirken, erkeklerin daha stratejik ve çözüm odaklı yaklaşmaları toplumsal olarak daha kabul görebiliyordu.

Ancak, toplumsal yapılar zaman içinde değişti. Kadınlar da yalnızca ilişkisel ve empatik yönleriyle değil, aynı zamanda stratejik düşünce tarzlarıyla da toplumda önemli bir yer edinmeye başladılar. Erkekler, toplumun kodladığı çözüm odaklı tavırların ötesine geçerek, duygusal zeka ve ilişki kurma becerilerini geliştirmeye başladılar. Bu denge, hayatın her alanında, özellikle iş yaşamında ve kişisel ilişkilerde daha çok yer buluyor.

Elif, hem Mert’in çözüm önerisini hem de Zeynep’in empatik yaklaşımını bir araya getirmeye çalıştı. Belki de eksik olan şey, sadece çözüm aramak değil, aynı zamanda bu çözümün bir anlam taşımasıydı. Bir hedefin peşinden koşarken, o hedefin kendisini anlamak, insanı tamamlayan duygusal yanları fark etmekti.

Eksik Gün 25: Düşünmeye Davet

Elif, o günün akşamında bir karar verdi. "Eksik gün 25," diye düşündü. Belki de bir şeyin eksik olması, tam olarak ihtiyaç duyulan şeydi. Hayatta bazen eksik hissetmek, tamamlanmanın bir yoluydu. Belki de 25, yeni bir dönemin, bir farkındalığın simgesiydi. Kendini bu kadar yoğun şekilde sorgulamadan önce, eksiklik duygusuyla barışmak gerekiyordu.

Ve şimdi, Elif’in aklında tek bir soru vardı: Gerçekten eksik olan şey nedir?

Belki de hepimiz, o eksik günlerin anlamını bulduğumuzda, daha fazla tamamlanmış hissedeceğiz.

Sizce hayatın eksikliklerini nasıl anlamalıyız? İleriye doğru çözüm odaklı yaklaşmak mı, yoksa eksiklikleri kabul etmek mi daha değerli?

Hikayeyi okurken, kendinizin eksiklikleriyle nasıl başa çıktığınızı düşündünüz mü? Yorumlarda paylaşmak isterseniz, hep birlikte daha derin bir anlayışa ulaşabiliriz!
 
Üst